Medipol Bahçelievler Hastanesi’nden Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Abdullah Sakin, sigara ve elektronik sigaraların kansere yol açma riskine dikkat çekti. Bu ürünlerin kanserojen etkileri özellikle akciğer kanseri riskini artırırken, elektronik sigaranın da en az geleneksel sigara kadar tehlikeli olduğunu ifade etti. Küçük hücreli akciğer kanserinin gelişiminde tütün dumanının yüzde 90’lık bir etkiye sahip olduğunu bildirdi.
‘ELEKTRONİK SİGARA KULLANANLARDA KANSER RİSKİ DAHA ERKEN YAŞTA ORTAYA ÇIKABİLİR’
Doç. Dr. Sakin, duman çıkaran tüm ürünlerin kanserojen özellik taşıdığını belirtti. “Sigara ve elektronik sigara, kanserojen maddeler barındıran ürünlerdir ve bunların kansere yol açtığı kanıtlanmıştır. Özellikle akciğer kanseri ile sigara ve tütün dumanına maruz kalma durumu arasında doğrudan bir ilişki söz konusudur. Elektronik sigara kullanımı hızla yayılmakta ve bu ürünler genellikle sigarayı bırakma amaçlı tanıtılsa da içeriklerindeki aromalar ve kimyasallar nedeniyle gençler arasında rağbet görmektedir. Araştırmalar, elektronik sigaraların da kanser riskini artırdığını, hatta bu ürünlerin kanserin daha genç yaşta gelişmesine neden olduğunu ortaya koymaktadır. Elektronik sigara kullanan bireyler, normal sigara içenlere kıyasla 10 yıl daha genç yaşta kanser riski ile karşılaşabiliyor” dedi.
‘HER TÜRLÜ DUMAN ÇIKARAN ÜRÜNDEN UZAK DURMALIYIZ’
Doç. Dr. Sakin, elektronik sigara kullanan gençlerin yaklaşık yarısının normal sigaraya geçtiğini vurgulayarak, bunun her iki tür kullanımı ile artan kanser riskini gözler önüne serdi. Elektronik sigaranın, sigara içmeye göre daha fazla risk taşıdığını ve kanser gelişimine daha erken zaman diliminde sebep olabileceğini söyledi. “Tütün mamulü ve duman çıkaran her üründen kaçınmalıyız. Sigarayı bırakmak, riskin azalmasına yardımcı olsa da, sigara içenlerin sağlıklarının tamamen iyileşmesi zaman alır ve teşkil ettikleri riskler uzun yıllar devam eder. Ancak sigarayı bırakmanın bile genç yaşta kanser vakalarının artmasına engel olamayabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.” dedi.
DHA