BASIN AÇIKLAMASI: MEZHEPÇİ İFTİRALARA, KATLİAM TEŞVİKLERİNE VE İNANÇLARA YÖNELİK PROVOKASYONLARA KARŞI
Son günlerde sosyal medya platformlarında Türkiye’de yaşayan Arap Alevilerine yönelik yapılan mezhepçi iftiralar, nefret söylemleri ve katliam teşvikleri, toplumda büyük bir endişe yaratmaktadır. Bu tür tehditkar ve provokatif paylaşımlar, sadece Alevi toplumu için değil, tüm halklar ve inanç kesimleri için büyük bir tehlike arz etmektedir. Sosyal medyada yayılan bu nefret söylemleri, toplumsal barışı tehdit etmekte, insanlar arasındaki ötekileştirmeyi derinleştirmekte ve kalıcı bir düşmanlık yaratma amacını gütmektedir.
Bu provokasyonlar Arap Alevi inancını hedef alarak, yıllardır birlikte barış içinde yaşayan halklar arasında nefreti körüklemek isteyen kötü niyetli kişilerin işlediği bir suçtur. Türkiye’nin tarihsel zenginliği, farklı inançlar ve kültürlerle şekillenmiş bir mozaikten oluşmaktadır. Aleviler, Sünniler, Hristiyanlar, Kürtler, Araplar, Ermeniler ve diğer tüm etnik ve dini gruplar, bu topraklarda binlerce yıldır bir arada yaşamakta ve birbirlerinin inançlarına saygı göstermektedirler.
Ancak son zamanlarda özellikle sosyal medya üzerinden yayılan iftiralar, bu hoşgörülü ortamı hedef almakta ve toplumu kutuplaştırmaktadır. Bu tür ifadeler, sadece Alevilere yönelik bir saldırı değil, aynı zamanda tüm inanç gruplarına, insan haklarına ve toplumsal barışa karşı bir tehdit oluşturuyor. Bu nefret söylemleri, toplumda kin ve düşmanlık yaratma amacını gütmekte, kimlikler arasında duvarlar örmeye çalışmaktadır.
Bugün, buradan bir kez daha haykırıyoruz:
Mezhepçilik ve inançlar üzerinden yapılan her türlü provokasyon ve nefret söylemi, toplumsal barışı ve huzuru tehdit etmektedir.
Türkiye’de yaşayan Arap Alevilerinin büyük bir çoğunluğu, bu toprakların evlatları olarak, Atatürkçü bir dünya görüşüne sahip, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı, Cumhuriyetin değerlerine, laiklik ve demokrasiye sadık olan insanlardır. Arap Alevileri, bu topraklarda, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in temellerine olan bağlılıklarını her zaman gururla dile getirmiş, ülkemizin huzuru, barışı ve refahı için özverili bir şekilde katkı sağlamışlardır.
Bu bağlamda, Arap Alevilerinin Türkiye Cumhuriyeti’ne sadakati tartışılamaz, tam aksine, her türlü nefret söylemi ve provokasyon karşısında Cumhuriyetin ve Atatürk’ün ideallerine sahip çıkma kararlılıkları her geçen gün daha da pekişmektedir.
Sosyal medya üzerinden yayılan bu nefret dolu söylemler ve katliam imaları karşısında susmak, sadece mağdurları değil, tüm toplumu hedef alan bir suç halini almıştır.
Bu nedenle, Cumhuriyet Halk Partisi Defne İlçe Başkanlığı olarak ilgili paylaşımlar hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı ve bu nefret söylemlerinin sorumluları hakkında hukuki işlemlerin başlatılması için derhal adım atılacağını kamuoyuna duyuruyoruz. Bu tarz provokatif ve nefret dolu içeriklerin toplumda yol açtığı travmalar ve tehditler göz ardı edilemez.
Ayrıca, devletin ve yetkililerin bu tür tehlikeli söylemlere karşı etkin ve kararlı bir şekilde harekete geçmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Devlet, toplumsal barışı ve huzuru sağlamakla yükümlüdür. Sosyal medya ve diğer platformlarda yayılan nefret söylemlerine karşı hızlı ve etkin bir şekilde müdahale edilmeli, provokatörler yargı önüne çıkarılmalıdır.
Bizler, Türkiye’nin her köşesinde yaşayan tüm halkların, inançların ve kültürlerin eşit haklara sahip olduğu, birlikte huzur içinde yaşamayı sürdürebilmesi gerektiğini savunuyoruz. Toplumda barış, hoşgörü ve eşitlik ancak farklılıklarımıza saygı göstererek sağlanabilir.
Tüm inanç kesimlerine ve topluma sesleniyoruz:
- Alevilere, Sünnilere, Hristiyanlara, Yahudilere, Kürtlere, Araplara, Türkler ve tüm diğer etnik kimliklere sahip insanlara karşı duyulan nefret ve ötekileştirme anlayışına karşı çıkmalıyız.
- Her türlü ayrımcılık, nefret söylemi ve provokasyon karşısında birlik içinde olmalı, birlikte yaşamanın, toplumsal barışın önemini tüm topluma hatırlatmalıyız.
- Sosyal medyada yayılan nefret söylemlerine karşı etkin bir şekilde durmalı, bu tür içerikleri yaymak isteyenlere karşı hukuki ve toplumsal olarak birlikte mücadele etmeliyiz.
Adalet, barış ve eşitlik mücadelesini sadece bir inanç grubunun değil, tüm toplumun ortak sorumluluğu olarak görmeliyiz. Her bireyin inancına, kimliğine ve yaşam tarzına saygı duymak, toplumumuzun temel değerlerinden biridir.
Bu açıklama ile bir kez daha belirtiyoruz ki: Herkesin inancı kutsaldır, her insan eşittir. Birlikte yaşamak için her türlü provokasyona karşı durmak, birbirimizi anlamak ve hoşgörüyle yaklaşmak zorundayız.
Unutmayalım, barış içinde bir arada yaşamak için adalet ve eşitlik gereklidir. Bugün ve her zaman, farklılıklarımızı zenginlik olarak görmeli, birbirimize destek olmalıyız.
Ozan ÖFKELİ
Cumhuriyet Halk Partisi
Defne İlçe Başkanı